Yeşil Mavi

Öyküler, Saniye Kısakürek

Başlangıç

Buradadır şimdi. Hikaye başlamıştır.

Gözleri oturma odasında bulundu. Elleri mutfakta, bacakları yatak odasında idi. Karnını ve memelerini kapının girişinde buldular. Saçları bir sarmaşık gibi dağılmıştı evin duvarlarına.

Konuştu hikayesi…

A: Talibin çıktı kızım. Boylu poslu diyorlar. Emine’nin uzaktan akrabası imiş. Ama bakma sen o delinin akrabası olduğuna… Çok iyidir, çok temizdir. İçkisi, kumarı, sigarası yoktur dediler. Maaşı dolgunmuş diyorlar.

B: Hah Hah ha!! Saçlarım platin sarı, gözlerim mavi… Suratımda annemden kalan gururlu bir sırıtma… Taliplerim kapımda, gözlerim pencerede.

-Saten gecelik kırmızı. Işıl ışıl, yanan kalplere. Sütyenler dantelli. Taş beyazı, taş gibilere, kalbi taşa dönenlere. Duvak, Fransız dantelli, frapan. Yüzünü aynaya sırlayanlara.-

A: Dört duvar, üç oturma odası, iki misafir odası, devasa teras. Saray gibi ev! Daha ne istersin sen bu kısmetten! Bir dediğini iki etmez ev aletleri, makineler… Misafirlere özel takımlar, altın süslemeli fincanlar, alafranga koltuklar, kafeinli, kafeinsiz neskafeler, döşemeye ayrı cama ayrı toz bezleri, topuklu ayakkabılar, pahalı elbiseler, mücevherler, neler neler…

B: Ne çok öldürüyorsun beni! El gün ne derdi sonra? Öldürme beni dedim. Öyle diye diye sustum. Oturdum.


A: Kızım, bak! Bu Talip tam bir beyefendi. Bir an önce nişanı takalım, gerisi kolay. Sonra başka başka yerlerde gözün kalmasın, değil mi evladım?

-Saten gecelik parlak. Kalp boyalı. Taş taşır yüzü.-

B: Elbette, elbette! Bizim şanımız şerefimiz var, bir gururumuz var kalelerden yapılma… Kanaviçe çerçevelerinize altın iplerle işleyin gururlarınızı. 

A: O renkli çoraplarını çıkar bakayım evladım. Açma öyle yakanı bağrını! Giyinme öyle allı morlu! Herkesin gözü senin üzerinde. Bak yakında Talip Bey’le evleneceksin. Evinde istersen filim yıldızı ol. 

B: Konuştuklarım kendime. İçime duvarlar örülmüş çoktan. Kendimi bulursam, yenisini aramam. Dedikoducu bakışlar sırtımı sıvazlıyor. Saçlarım uzun. Kesiyorum dirençli ve öfkeli. Fakat hızla uzuyor.

-Kırmızı saten gecelik orada duruyor. Orada, şimdide. Askıda kanıyor.-

A: Bak kızım, aklını başına topla. Evde kalırsın demedi deme! Çık şu görücülerin karşısına. Görsünler seni, beğendir kendini. Talip Bey’imiz yarın akşam teşrif edecek.

B: Yine sustum bak! Talip Bey’imizin oluşturduğu kara boşluğa takıldı gözlerim. Seyrettim. Susmamalıydım. Boş gururları pencereden attım. Eğik kelimeleri bıraktım. Labirentimde durdum. Kendimi duvarlara sıkıştırmaktan yoruldum. Bu dehşetli labirentte çıkmaz sokaklara saplanıp kaldım. Bedenimin her bir parçası dağıldı evin odalarına.

-Kırmızı saten gecelikte makas izleri. Sokak kanıyor saten saten. Kesilmiş saçları süpürüyor duvak.-

Buradadır şimdi, başlangıçta. Bütün parçalarını toplamış gitmiştir, suyun serinliğine, yolun dinginliğine doğru.


Kapak görseli: Joan Brown

100% LikesVS
0% Dislikes

Leave a Reply