Konyalım türküsünü bilmeyenimiz yoktur. Türkü diyorum, aslında türkü değil kantodur Konyalım. Hani Nurhan Damcıoğlu’nun seslendirdiği kantolar var ya, işte onlar gibi. Madem türkü olarak bilinip anılıyor, biz de türkü demeye devam edebiliriz.
İlla ki duymuşsunuzdur; “ayak basmak”, “ayak basmamak”, “ayak bastırmamak” deyimlerini.
Bu deyimler; “gelmek / gelmemek, içeriye girmek / girmemek, orada bulunmak / bulunmamak” anlamlarını taşır. Orta Anadolu’da, ayak sözcüğü kullanılmayarak kısaca “bastırmak / bastırmamak” olarak söylenir bu deyim.
İşte Konyalım türküsündeki “Konyalıdan başkasına bastırmam” denilen şey, bazılarının fesat kalbindeki gibi cinsellik içeren argo bir söz değil, “buraya Konyalıdan başkası giremez” anlamında söylenmiş bir sözdür😊
Maalesef bu türkümüz, sonradan erotik sözler eklenmek suretiyle, neredeyse muzır neşriyat kategorisine dahil olma yolunda ilerletilmiştir😢
Altı farklı varyantı bulunan, yani altı ayrı kişiden ayrı ayrı derlenen ve kimisinde aynı, kimisinde farklı sözleri olan bir türküdür. Nasıl ki Kastamonu’ya ait olan “Çanakkale Türküsü”, Çanakkale’nin zannediliyorsa, Konya türküsü sanılan Konyalım da Konya’ya ait değildir.
Nerenin türküsüdür, kimin türküsüdür diyecek olursanız, Girit türküsüdür. Girit’in başkenti olan Hanya türküsüdür. Yani Yunan türküsüdür. Dedim ya, aslında türkü değil kantodur.
Dinlemek isteyenler için adresini buraya bırakıyorum.
Türkünün hikayesine gelecek olursak; malumunuz olay Girit’te geçmektedir. Girit’in fethinden sonra Osmanlı; tıpkı Balkanlara olduğu gibi, tıpkı Kıbrıs’a olduğu gibi, Girit’e de çok sayıda Konyalı aile yerleştirmiştir.
Buraya bir parantez açmak isterim. Kıbrıs, Balkanlar ve Girit’e yerleştirilenler, bana göre Konyalı değil, Karamanlılardır. O aileler, Konyalı olarak genel kabul gördükleri için öyle anılmaktadır. Neden Karamanlılar olarak düşünüyorsun diye sorarsanız, söyleyeyim. Osmanlılar ve Karamanlılar arasındaki savaş ve husumet malumdur. Karamanlılar gözü kara ve kavgadan kaçmayan yapıya sahip insanlardır. Bir arada bulunduklarında güçlenip Osmanlı’ya kafa tutabilecek kapasiteleri mevcuttur. O nedenle Osmanlı; onları hem ayrı ayrı yerlerde tutabilmek hem de ele geçirdikleri yerleri Türkleştirebilmek adına, Karamanlıları; Balkanlar, Kıbrıs ve Girit’e yerleştirmiştir. Osmanlı; Rumlar, Bulgarlar ve Sırplarla, ancak Karamanlılar gibi gözünü budaktan esirgemeyen kişilerin baş edebileceklerini iyi bilmektedir. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluyorlar.
Türkümüzün hikayesine dönecek olursak; Girit’te Rum bir kız, Konyalı bir delikanlıya aşık olur. Aşkını korkmadan, çekinmeden müziğe döker ve işte ünlü Konyalım (Konyalim – Konyali mu) türküsü ortaya çıkar.
Rum kız ve Konyalı delikanlı muratlarına ermiş mi onu bilemiyoruz ama bizler kerevet ekibi olarak yine kerevetine çıkmaktan geri kalmıyoruz diyerek kulağınızdan türkü, ağzınızdan Konyalım eksik olmasın dileklerimizi sunarak hoşçakalın diyoruz.
Leave a Reply