Bugün ciciannem Bayan Rottenmeier’in doğum günüymüş. Annem ikimizin birlikte bir fotoğrafını çekmeye çalışıyor iki gündür. Bastırıp gönderecekmiş doğum günü kutlaması için. Bir araya gelip kutlama yapamıyorlarmış, virüs, salgın falan bir şeyler var ya, o yüzden. Gerçi bir türlü istediği gibi bir fotoğraf çekemedi, belki de eski fotoğraflardan gönderecekmiş. Bence de eskilerden göndersin, daha fazla taciz etmesin beni.
Ciciannemin evinde kaldığım dönemde o da fotoğraflarımı hatta videolarımı çekip gönderiyordu anneme. Özellikle ‘beyaz tüylü şeye’ biraz yaklaştığımda falan çok seviniyordu, arkadaş olacağız diye heyecanlanıyordu. Onu daha çok sevindirmek isterdim ama ben prensip olarak beyaz -ya da başka renk, fark etmez- tüylü ve havlayan şeylere pek taraftar değilim. Bana göre büyükçe oldukları için belki de biraz tırsıyorum. İyisi mi mesafeyi koruyalım. Gerçi ciciannem de “mesafelere” pek taraftar değildir. Onun dünyasında duygular, saatler, şiirler, yollar, yıllar, deneyimler akar gider, coşup taşar, mesafeleri her seferinde biraz daha kısaltarak. Ağaçlara sarılır o, bana sarılır, yurttaki çocuğa-Moda’daki kadına sarılır, çok sevdiği hayat cahillerine sımsıkı sarılır, şiire sarılır, yaşamın küçük ve eşsiz anlarındaki sonsuz doğumlara sarılır… Kendisinin de bir şiirinde dediği gibi;
bir ağaca sarılmak
doğmaktır belki bin ağaçla
İyi ki doğmuş ciciannem Rottenmeier 🙂
Gülayşen
Ne keyifli bir üslup ve içerik, güne güzel başlatan. Kaleminize sağlık…