Zeytinyağı

Ege’li bir arkadaşımız var: Bahar. Uçsuz bucaksız zeytin bahçeleri var. Abartmayayım, uçsuz bucaksız değil ama yeterli ölçüde diyelim, zeytin bahçeleri var. Dört kardeşler. Babalarını kaybettikten sonra zeytinle ilgili bütün işleri anneleriyle beraber bu dört kardeş yürütüyorlar. Her yıl sırasıyla bir kardeş işlerle ilgileniyor. Doğrudan kendileri işin içinde olduğu için hep kaliteli ürünler ortaya çıkarıyorlar. Yıllardır zeytinlerimizi ama özellikle de zeytinyağı ihtiyaçlarımızı hep onlardan karşılıyoruz. Güzel, kaliteli, güvenilir zeytin ve zeytinyağı bulmanın ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. İşte biz Bahar sayesinde uzun yıllardır bu konularda kafamız rahat, güzel zeytinlerimizi ve leziz zeytinyağlarımızı yiyoruz.

Son birkaç yıldır iklim değişikliğinin de etkisiyle genelde çok fazla zeytin olmuyormuş. Dolayısıyla zeytin için başka kaynaklara yönelmek daha doğrusu arayışlarımıza devam etmek zorunda kaldık. Ancak zeytinyağı konusunda bir sıkıntı yaşamıyoruz. Yağımız azalmaya yüz tuttuğunda Bahar’a soruyoruz. O da ya kendi evinde varsa onlardan, yoksa memlekete gidip, getirip bize veriyor. İyi ki varsın, Bahar 😊

Geçen gün yine baktım, zeytinyağımız azalmaya başlamış. Bahar da bu ara memleketinde, tatilde. Ona sorayım dedim acaba yağı bana nasıl ulaştırabilir? İstanbul’a döndüğünde doğrudan ondan mı alırım yoksa oradan kargoya mı verir?

– Baharcığım, zeytinyağımız bitti, ne yapıyoruz acaba? Senin İstanbul’a dönmeni mi bekliyoruz yoksa daha öncesinde bir çözümümüz olur mu? (İç ses: Bahar ne yapar ne eder zeytinyağını ulaştırır bana nasıl olsa😊)

– Maalesef Cemciğim, bu konuda tek önerim Kristal natürel sızma olabiliyor şu sıralar.

–Aa, neden? Yağ başka bir yerde depoda mı yoksa evde mi kalmadı? (İç ses: Bu işte bir terslik var sanki?)

– Fabrikada yağ olduğu söyleniyor ancak bir türlü gidip alınmıyor. Ben de inat ettim, gidip almıyorum.

– !!?? (İç ses: Evet, kesinlikle bir terslik var.)

– Aile işletmeleri çok karışık Cemciğim. Ben ilgilenirken gidip fabrikadan teneke teneke doldurup ailenin diğer üyelerine de takdim ediyordum. Kim ilgileniyorsa, kim yağ istiyorsa gitsin alsın, şeklinde deklarasyon yaptım, kendim de Kristal alıyorum 😊

– Hımm, gerçekten karmaşıkmış durumlar. (İç ses: Olan bizim yağlara oldu.)

– Evet.

Durumu anladım ama kabullenmekte zorlanıyorum tabi. Yeni bir deneme:

– Peki fabrikayı arasak, adresi versek, sizin adınıza kargo ile göndermezler mi acaba? Mahalle yanarken saçımı tarıyormuşum gibi oldu ama bir yandan da çok mantıksız gelmedi bana nedense 😊

(İç ses-1: Aile konularını kim çözmüş ki siz çözeceksiniz, verin benim yağımı, ben gideyim😊)

(İç ses-2: Ya benzetmede cinsiyetçi bir çağrışım varsa??!!)

– Takdir ediyorum çabanı ama maalesef olmaz.

Umutlar gittikçe azalıyor ama çaresizce debelenmeye devam:

– Aile şirketinde genel kurul olmuyor mu? Hissedarlar arasında sulh falan?? (İç ses: Karrdeşimm, bu şirketin CEO’su falan yok mu, olan bizim yağlara oluyor??!!)

– Bekliyoruz 😊

– Hadi bakalım inşallah 😊 (İç ses: Yandık, ufukta sulh mulh da görünmüyor ☹)

Yağdan umudumu kesince mecburen markete gittim. Orada da maşallah milyon çeşit yağ varmış. Uzun süredir de marketten yağ almamış olduğum için iyice kafam karıştı gibi. Yine Bahar’a döndüm:

– Baharcığım, senin aldığın zeytinyağının fotoğrafını gönderme şansın var mı? Migros’a geldim ama bin çeşit yağ var görünüyor burada? (İç ses: Bu işler hep sizin yüzünüzden oluyor, ben mecbur muyum Migros’ta bu işlerle uğraşmaya??!!!)

– Tenekesi yok yanımda maalesef.

– Teneke mi!? Şişe mi teneke mi? (İç ses: İşler gittikçe zorlaşıyor, çatallaşıyor, daha kabını bile bulamadık, hedeften iyice uzaklaştığımı hissediyorum. Allahım, herkes nasıl yapıyor bu yağ seçme işini??)

– Teneke. Kristal natürel sızma soğuk sıkım.

– Ama onlardan da bir sürü var, hangisi acaba? (İç ses: Sen nasıl bir insansın oğlum Cem? Bir yağ için senin kadar çaba harcayan dünyada başka bir kul daha var mıdır acaba? Yok yok, kendine de o kadar yüklenme, belli ki onlar kaliteden anlamıyor 😊)

– Kuzey Ege alıyorum. Tenekede sarı renkler hakim. Güney Ege olanda kırmızı renkler hakim.

– !!?? (İç ses: Baharcım, sizin aile işletmenizdeki durumu düzeltmek, burada doğru yağı bulmaktan daha kolay sanırım, halledin şu işi gözünüzü seviyim yaa??!!)

– Buldun mu?

– Bunlar galiba, değil mi? (Resmi çekip gönderiyorum)

(İç ses: Kristal, natürel, sızma, Kuzey Ege, soğuk sıkım, yağ. İsim ve sıfat tamlamasında son nokta: Sezen Aksu bile bu kadarını yapmamıştı* 😊)

– Hah işte bunlar, sarı olan.

– Aldım, sağ ol. (İç ses: Oh, sonunda!)

– Kaç lira?

– 80 TL (İç ses: Bütün bunlar sizin yüzünüzden! Sizinki daha mı ucuzdu ne?? Paramızla rezil oluyoruz 😊)

– İyi bari pahalılaşmamış 😊

– Eh işte??!

– Cemciğim, fiyat da uygunmuş, bana da bir tane alır mısın, rica etsem?

– Tabi ki (İç ses: ??!!)

————————————————————————–

_{*Sezen Aksu’nun “Küçüğüm” adlı şarkısında aşağıdaki tamlama ifadeleri geçiyor:}

_“…

_{Elimde yalandan kocaman rengarenk}

_{Geçici oyuncak zaferler}

_…”

_{Konuyla ilgisi yok ama hazır adı geçmişken bu muhteşem şarkıyı da dinlemek isteyenler için buraya bırakıyorum.}