Sicilya’da gördüğüm en güzel şehirlerden biriydi Taormina. Çok uzun zaman önce gitmiş olmama rağmen aklımdadır. Pazar yerinde, çok çeşitli deniz ürünleri arasında alev alev yanan kırmızı mercan balıkları hala gözümün önünde; sahilden kıvrılarak yüksekteki şehir merkezine çıkan dar yol, siesta vakti çıt çıkmayan, sıcaktan ve çiçek kokularından bayılmış daracık sokaklar, yemekten sonra ikram edilen yıllanmış tatlı şarap, Marakesh Cafe, sabahları kahvaltı alışverişi yaptığımız ve tentesinde Vini & Panini (Şaraplar & Sandviçler) yazan bakkal, hepsi gözümün önünde.
O zamanlar, Taormina’nın 55 km güneybatısında kalan Etna Yanardağı’nın Homeros’un Odysseia Destanı’nda sözü geçen yedi korkunç tepegöz kardeşin evi olduğunu, havalimanının bulunduğu Catania’dan kuzeydeki Taormina’ya kadar araba sürdüğümüz 50 km’lik sahil şeridinin ‘Riviera dei Ciclopi’/’Tepegözler Sahili’ olarak adlandırıldığını bilmiyordum. Yeni öğrendim. Destanda anlatılan yedi kardeşin en büyüğü ve en korkuncu olan Denizler Tanrısı Poseidon’un oğlu Polyphemus, Odiseus ve adamlarını mağarasında esir alır ve onları birer birer yemeye başlar. Odiseus her zamanki kurnazlığıyla Tepegöz’ü önce sarhoş sonra kör eder ve kalan adamlarıyla kaçmayı başarır. Sahildeki gemilerine binen Odiseus ve adamları denizden Taormina’ya yaklaştıkları sırada öfkeden deliye dönen Polyphemus ve dev tepegöz kardeşleri gemilere Etna’nın çevresindeki tepeleri fırlatmaya başlarlar. Hiçbiri gemilere isabet etmeyen bu tepeler denizin içinde bugünkü sahil şeridini oluştururlar.
Pazardaki kırmızı mercan balıklarını bir gün mutlaka kendi ellerimle pişirmeyi dilemiştim o zamanlar. Sicilya’ya daha sonra bir kez daha gittim ama Taormina’ya değil, kırmızı mercanlara da rastlamadım. Belki Odiseus’un peşinden bir kez daha gitsem iyi olur. Gerçi geçen yıllar içinde dünyayı her yıl biraz daha yedik bitirdik, pek çok doğal kaynak gibi kırmızı mercanların köküne de kibrit suyu ekmiş olabiliriz muhteşem insanlık olarak, ama yine de denemeye değer.
Gaston Ricquet
09/08/2020, İstanbul
Leave a Reply