Hiç belli olmuyor ki! Burnundan soluyarak döndü bu sabahki yürüyüşten. Kocaman bir reklam görmüş caddede, çok sinirlenmiş; “Oğlum, nedir sizin bu insanlardan çektiğiniz!” diyor. Aklıma hemen korkunç kadın geldi. Gerçekten ondan çok çektim; benim gibi iğneler yaptığı, serumlar bağladığı başka kediler de vardı. Gerçi orada geçirdiğim günlerden sonra kendimi artık çok daha iyi hissediyorum ama… Zaten annemin bahsettiği başka bir şeymiş. Bir park kurulmuş, insanlar orada aslan yavrularını sevebileceklermiş.
“Hiç yavru aslan sevmedim, hiç de sevmek istemem.” diyor annem. “Oyuncak değil ki yavru aslanlar, yerleri de o park değil.” Hemen bilgisayarının başına oturdu, bir mesaj hazırladı, bir sürü yere gönderdi.
“Hayvanların esir tutulduğu, sergilendiği, oyuncak edildiği yerlere gitmeyin, çocuklarınızı da götürmeyin. O Aslan yavrusunun yerine tanıdığınız, sevdiğiniz başka bir yavruyu koyun. Biraz düşünün, biraz hissedin… Biraz… Hepimiz ne yaşatıyorsak, neye sebep oluyorsak aynısını yaşayalım dilerim.”
Annemle genelde anlaşamıyor olabiliriz, ama bu sefer benden ona tam destek. Hiçbir yavru annesinden, anne bildiğinden ayrılmak zorunda kalmasın, bırakılmasın.
Leave a Reply