Yeşil Mavi

Öyküler, Saniye Kısakürek

Ait Olmayan

Onunla konuştum. Dinlemedi. Ne dediysem olmadı. Bir sarhoşluk, bir vurdumduymazlık sormayın gitsin. Denizin kumu sandı kendini.

Kıyıya her vuruşunda deniz onu yenileyecekmiş.

Yenilecekmiş köpüklere. Köpük köpük çıkacakmış safi kum olarak.

Severim denizi, diyor. Kendini kadın sanıyor. Ha ha ha!

Koca kafalı adamlar çağırdı beni. Sol bacağım çıkmadı. Balkondan baktı, içeri kaçtı.

Hanfendi, dediler. Aşağıdan seslendiler. Yukarıdan baktım ben onlara. Ceketlerinin düğmelerini iliklediler. Yüzlerine değen güneşle gözleri kamaştı, hep konuştular;

Hanfendi, bir imzaya buyurun…

Sol bacağım çıkmıyor ki, dedim, Ben gelemem.

Anlamadılar.

Bağırdım;

Ben konuşamam!

Günlerce bekledim içeride, bacağımın bana gelmesini. Ama o hep benden kaçtı. Odalara sığındı. Köşelerde kayboldu. Tekme attı dolaplara. Tek yapabildiği de bu ya! Deli etti beni. Kızınca saklandı. Ayak parmaklarını gösterdi.

Bir gün başladım söylenmeye. Hem de şarkı söyler gibi;

Bulaşıklar, çamaşırlar… Ha ha ha!

Kirli çamaşırlar, renksiz çamaşır, ütü masasında buharlı ütü, sararmış danteller. Hah hah ha!

Vitrinde soğuk biblolar. Fiskos masalarım toz oldu komşuuuu, huuuu!

Cam bardaklarda beyaz lekeler. Gömlek yakalarına oksi ekşın. Sabahları bir ölçek serotonin. Geceleri uyusun da büyüsün ninniii…

Dinlemedi gene. Bir masanın altına kaçmış.

Göz göze geldik. Ben konuştukça masayı salladı. Huysuz bir fare misali masanın ayaklarını kemirmeye başladı.

Huzursuzzzz, diye bağırdım.

Korktu, sindi.

Seviler kaçmış, dedi.

Azıcık konuştu sonunda.

Aslında çok konuşur ama benimle değil, J’yle. Ne dediklerini tam olarak anlayamadım ama yine de dinledim;

J: Bütün değilsin, bütün değilsin!

Bacak: Bütünlükten ayrıldım ve kendimi arıyorum.

J: Hep eksik kalacaksın.

Bacak: Bir kemik parçası ya da bacak arası olamammmm!

….

Konuşup durdular akşama kadar. Bir “gitmek”ler, bir “ölmek”ler uydurmuş kendine. Dinlemedim. Vazgeçtim. Oturduğum yerde kalakaldım. Aman boş ver, dedim kendi kendime. Ne derlerse desinler. Sol bacağımı alıp getireceğim yanıma.

Hâlâ acıyor bıraktığı yer. Geceleri kıs kıs gülerek bana bakıyor.

Sevi’ler için varım ben, diyor. Daha da katılaşıyorum. Kaskatı kesilmiş bedenimle ona yalvarır gibi bakışlar atıyorum.

Uzanıp yakalamaya çalışsam da bedenim donup kalıyor. Kendimden tiksiniyorum.

Ah bir anlayabilsem onu, azıcık konuşsam! Sevi’leri geri çağırsam. Yaprak gibi ipil ipil dökülse yalnızlığı. İyice gürültülü bir müzik açsam da o dans ederken usulca sokulsam yanına ve bacağıma yeniden kavuşsam.

Bana ait olmayanı alıp gitsem buralardan.


Kapak görseli: Frida Kahlo, İki Frida

100% LikesVS
0% Dislikes

Leave a Reply