Yeşil Mavi

Doğa, Gülçiçek Polat

Atıklar, çöpler ve geri dönüşüm…

İnsanların sosyal ve ekonomik faaliyetleri sonucunda üretilmiş, artık istenmeyen, işe yaramaz hale gelen ve kullanım süresi dolmuş maddelere atık denmektedir.

Günlük hayatımızda ihtiyacımız olan maddeleri kullandıktan sonra bu maddelerden bazıları geri dönüşüme uygunken bazıları uygun değildir. Bunlardan geri dönüşümü ve geri kazanım sayesinde yeniden kullanılması mümkün olanları atık, mümkün olmayanları ise çöp olarak değerlendirebiliriz.

Ülkemizde yetişkin bir bireyin günde iki kiloya yakın atık ürettiği belirtiliyor. Kentleşmenin artmasıyla beraber günlük yaşamsal faaliyetlerimiz de hızlanmakta. Özellikle büyük şehirlerdeki yaşam, başta beslenme olmak üzere tüketim alışkanlıklarımızın da değişimine neden olmuştur. Genellikle aile bireylerinden çoğunun çalışması ve zamanımızın büyük bölümünün trafikte geçmesinden dolayı iş dışında bizlere yeterli zaman kalmıyor. Bu zamansızlık da, bizleri hazır yemek tüketimine, kullan-at şeklindeki malzemelere yönlendiriyor. Bu değişimin sonuçlarından birisi de, tüketime bağlı olarak atıkların artması oluyor. Örneğin; hazır yemek ambalajları, konserve kutuları, tek kullanımlık kâğıtlar, plastik bardak tabak, çatal ve bıçaklar gibi atıklar hızla artmaktadır. Ayrıca başta gıda malzemeleri olmak üzere aldığımız ürünlerin çoğu plastik ambalajlı olduğu için de plastik atık sayısı oldukça fazladır.

Bu atıklardan geri dönüşüme uygun olanların ayrıştırılıp uygun olmayanların ise çöp olarak kalması hedeflenmelidir. Geri dönüşüm; yeniden değerlendirilebilme olanağı olan atıkların çeşitli işlemlerden geçirilerek yeniden üretim için değerlendirilmesidir. Yani üretim sürecinde yeni ham madde kullanmak yerine atıklardan kullanılabilir hammadde elde etmektir. Geri dönüşüm ile sürdürülebilir yaşam için kaynakların etkin kullanımı ve çevrenin korunması hedeflenmektedir. Örneğin; bir ton kâğıdın geri dönüşüme katılması sonucu 17 ağacın kesilmesi önlenmekte, plastik ambalaj atıklarının geri kazanılması sonucu ise petrolden tasarruf sağlanabilmektedir. Dönüşen her bir ton camdan, 100 litre petrol tasarrufu sağlanıyor.

Araştırmalara göre ülkemizde atıkların %40 ile %50 oranındaki kısmı, geri dönüşüm için ayrıştırılıyor, geri kalanı ise çöp işlevi görüyor. Ülkemizde geri dönüşüm konusunda yeterli bilinç ve devlet politikası olmadığı için atıklar çoğu zaman çöp sahaları adı altında doğaya bırakılıyor, buradan da denizlere ulaşıyor. Doğaya bırakılan her atık dünya üzerinde aylarca ve yıllarca kalarak suları ve toprağı kirlettiği için hem canlılara hem de doğaya zarar veriyor. Ayrıca bunların kontrolsüz bir şekilde biriktirilmesi patlamalara yol açıyor. Örneğin; 28 Nisan 1993 tarihinde İstanbul Ümraniye’deki Hekimbaşı çöplüğünde patlama meydana gelmiş ve bu patlamada 27 kişi ölmüş, 12 kişinin ise cesetlerine ulaşılmamıştır. Buradaki patlamanın, 4.5 yıl boyunca kontrolsüz biriktirilen çöplerde oluşan metan gazının patlaması sonucu meydana geldiği belirtilmişti.

Özellikle yağışlardan sonra çöp sahalarından sızan sular toprağa geçerek yeraltı sularının ve denizlerin kirlenmesine neden olmaktadır. Örneğin atık pillerin içi kimyasal maddelerle dolu olduğu için bunların doğaya karışması sonucu insan sağlığına ve çevreye zarar vermektedir. Doğaya bırakılması durumunda doğada 1000 yıl boyunca kalan plastiklerin ise ekosistemin dengesini bozan en önemli kirleticilerden olduğunu biliyoruz. Ayrıca çöplerin depolanması için yer açılması da ormansızlaşmaya neden olmaktadır. Ayrıca çöplerin depolanması için yer açılması da ormansızlaşmaya neden olmaktadır.

Araştırmalara göre özellikle plastik atıkların geri dönüşümünün az olmasının temel nedeni, bu ayrışmanın kaynağında yapılmaması. Atığın evde, işyerinde, tüm resmi ve özel kurumlarda kaynağında ayrıştırarak geri dönüşüme katılmaları sağlanmalıdır. Bunun için öncelikle devletin bu konuda politika geliştirip toplumun da bilinçlenmesini sağlaması, ayrıca kurum ve şirketpolitikalarının da bu konuda özendirici önlemleri almaları gerekmektedir.

Tüketiciler olarak bizler de geri dönüşüme bulunduğumuz yerden katkı sağlayabiliriz. Öncelikle en kolay geri dönüştürülen ambalaj atıkları olduğu için ambalaj atıklarımızı diğer çöplere karışmadan ayrıştırabiliriz. Geri dönüşüme uygun olan her türlü cam, plastik, içecek ve konserve kutularını da sınıflandırıp bu şekilde çöplerle karışmadan toplanmalarını kolaylaştırabiliriz.

Zehirli madde içeren piller kesinlikle çöp ve geri dönüşüm kutularına atılmamalıdır. Kullandığımız pilleri, marketlerde bulunan atık pil toplama kutularına atabiliriz. Günlük sık kullandığımız kâğıt bardak ve tabaklar, yağ ve sıvı geçirmez yemek kutuları,  kullanılmış pizza kutuları, strafor ambalaj ve plastik poşetler ise geri dönüşüm kutusuna atılmamalıdır. Bu ürünlerin bir kısmının üretim hammaddelerinin birden fazla olmasından dolayı geri dönüşüme uygun olmaması bir kısmının ise geri dönüşüm işleminin zor olmasından kaynaklı geri dönüşüme uygun malzemeler değildir.

Biliyoruz ki yaşadığımız çoğu yerde atık toplama kumbarası yok ancak atıkları kaynağında ayrıştırarak çöp konteynerinin yanına bırakırsak çöplerle karışmadan geri dönüşümlerine yardımcı olabiliriz. Ayrıca atıkları toplayarak geçimini sağlayan kişiler var. Bana göre yaptıkları değerli işle atıkların geri kazanılmasına yardımcı olarak doğaya, sağlığa ve ekonomiye katkı sağlıyorlar. Atık ve çöplerimizi evimizde veya bulunduğumuz yerde ayırarak bu kişilerin de atıkları çöpe karışmadan almalarını sağlamış oluruz.

Bizler bir taraftan bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirirken diğer yandan ülkelerin yönetimlerinden de atık ve çöp konusunda doğru politikaların üretilip yasalaştırılmasını istemeliyiz. Devletten ve yerel yönetimlerden beklenen kaynağında ayırma kültürünün yerleşmesi, herkesin ulaşabileceği atık toplama merkezleri oluşturması ve geri dönüşüm oranın yükseltilmesi için sistem sağlayıp teşvik etmesidir. Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve çevre örgütlerinin de alternatif yöntemler geliştirip sorumluluk almaları gerekmektedir.

50% LikesVS
50% Dislikes

Leave a Reply