Merhaba sevgili okurlar,
Bu başlığa tıkladıysanız demek ki siz de kampa karşı ilgi duyanlardansınız.
“Ben de kamp yapmak istiyorum fakat nereden başlayacağımı bilemiyorum.” diyorsanız, çözümü bu satırların arasında bulacaksınız.
Öncelikle belirtmeliyim ki KAMP dediğimiz olay öyle hemen bütçe ayırıp malzeme alıp sorgusuz sualsiz kendini tabiat ananın kucağına bırakmak anlamına gelmez. Kamp’ın kendi içinde yazılı olmayan ve mutlak uyulması gereken kuralları vardır.
35 yıldır kamp hayatının ve kampçılığın içinde olan biri olarak söylemeliyim ki doğayı, çevreyi, ormanları ve hayvanları sevmeyen birisi kamp hayatını da sevmez.
İstemek başarmanın ilk adımı olduğuna göre çevresine duyarlı ve kampa istekli kim varsa bu işi başaracaktır diyelim ve asıl konumuza dönelim.
Evet. Bu işe karşı bir istek olduğunu fakat başlangıç noktası hakkında en ufak bir fikrimizin olmadığını varsayıyoruz.
O halde öncelikle bir fikir edinmemiz şart.
Peki bunu nasıl yapacağız?
Her şeyden önce deneyimleyerek fikir sahibi olmalıyız. Kamp yapan, kampa giden, geceyi doğada geçiren bir tanıdığınız varsa o kişiden yardım alabilir, sizi de en az bir gecelik gittiği kamplardan birine götürmesini isteyebilirsiniz.
Bakalım gidilen ortam, konfor alanınızdan uzaklaşmış olmak, geceyi dışarıda geçirmek, uyku tulumunun içinde, bir mat üzerinde toprağa yakın yatmak veya minimalist bir yaşam tarzı size göre mi?
Bunu denemeden bilemeyiz, öyle değil mi?
O halde hangi malzemeyi almalıyım, hangi çadır bana göredir, uyku tulumunu neye göre seçmeliyim gibi sorulardan önce sizin deneyiminiz çok daha fazla önem kazanıyor burada.
Tanıdığınız bir kişiyle gidin o kampa. Size hitap ediyorsa yaşanılan ortam, o zaman malzeme alımına bütçe ayırın.
Avuç dolusu parayı öncelikle malzeme almaya harcar ve kampa gittiğiniz zaman bu işi sevmediğinize karar verirseniz; o malzemeler raflara kalkar ve siz de boşa para harcamış olursunuz, hepsi bu.
Diyelim ki deneyimlediniz ve bu iş çok hoşunuza gitti. İşte o zaman malzeme seçimine geçebiliriz ve bu da bir sonraki yazımızın konusu olur.
Şimdi şu soruları kampa gitmeden önce kendinize sormanızı istiyorum:
– Konfor alanımdan uzaklaşabilir miyim?
– Geceyi ince bir çadırda, vahşi yaşam korkusu olmadan dışarıda rahatlıkla geçirebilir miyim?
– Minimalist bir yaşam bana göre mi?
– Toprağa yakın yatmak kendimi rahatsız hissettirir mi?
– Tuvalet ihtiyacı için herhangi bir tesis olmamasından rahatsızlık duyar mıyım?
– Sofrada değil de yerde oturup sandviç veya konserve yemem sıkıntı olur mu?
– Şehirdeki veya evdeki alışkanlıklarımı geride bırakabilir miyim?
Bu sorula verdiğiniz cevapların çoğunluğu EVET ise içinizde yatan kampçıyı derhal harekete geçirmelisiniz.
İnanın doğada yediğiniz yemeğin, içtiğiniz kahvenin bile tadı başka gelecektir size.
Haydi o zaman kalkın ve kamp deneyimi olan bir tanıdığınızdan bu konuda yardım talep edin. En azından başlangıç adına bir adım atmış olun.
Sevgiyle kalın. Doğayla baş başa kalın.
Leave a Reply