Yeşil Mavi

Derya Doğuşlu, Gezi

Berberiler Diyarı Morocco: Sahra Çölü’nde zaman (III)

Sağım, solum, önüm, arkam çöl… 

Nihayet bir hayalin peşinde, dünyanın en büyük çölüne gitmek için Erfoud kentindeyim.

Konaklayacağımız köye ulaşım için buradan jeep’lere geçiş yapılacak.

Gece konaklamamız, Merzouga köyünde.

Bu köy, Büyük Sahra çölünde Fas’ın bir beldesi ve çölün bu bölümü Fas sınırlarından Mısır’a kadar uzanıyor.

Otele ulaşım bu tozlu ve kumlu topraklarda normal araçlarla çok zor olduğundan jeep’lerle yola çıkıyoruz.

Bol bol resim, video almak için ön koltuğa kuruldum hemen.

Yerel şoförümüz, Omar.

Teypte Afrika müzikleri. Omar gayet samimi, hem araç sürüyor, hem yüksek sesle şarkıya eşlik ediyor.

Sözlerini bilmediğim bu melodilere alkış tutarak onu daha da gaza getiriyorum😊

Gün batımına yetişmek için tozu dumana katarak ilerliyoruz.

Gaza gelen Omar jeep’iyle kum tepelerine doğru aracı dik sürüyor ve bize heyecanlı dakikalar yaşatıyor.

Video mu çekeyim, heyecanlı bu sürüşle bir yerlere mi tutunayım, ben de şaşkınım.

Bir ara bıraktım kendimi. Yüksek sesli müzikle, kum tepelerinde roller coaster’daki gibi uçuyoruz, gün batımına yetişicez diye😊

Nihayet araçtan inip bir kum tepesine koşar adım, kumda kaya kaya tırmanıyorum.

Esas program yarın sabah olacak ancak gün batımını da görmek nasipmiş.

Etrafımız, develer veya ATV denen araçlarla bu kum tepelerine gelmiş turistlerle dolu.

Ve bin şükür çöldeki ilk günü, gün batımını yakalayarak tamam ettim.

Günün güneşini batırıp, çölde gecemizi geçirmek üzere kil ve kerpiçten yapılan adeta kale gibi görünen otelimize doğru ilerliyoruz.

Çöldeki otel odamız bile masallardaki gibi. 

Ama en büyük lüksümüz çölde sıcak su ile bir duş alabilmek.

Bu ıssız yerde, tepemize adeta yıldızların yağdığı ancak kendi yıldızı olmayan masal otelde, yol yorgunluğundan yatağımın kuş tüyü konforundaymışçasına rahatlayıp rüyalara dalıyorum.

Sabah saat 05:30.

Herkes uyanık ve hazır. Akşamdan tembihliyiz. 

Çöl, güneş doğana kadar soğuk, ona göre giyindik. 

Sandalet ayakkabılarımın içine çoraplarımı giyiyorum soğuğa karşı.

Develeri bekliyoruz. Gecenin zifiri karanlığında, hâlâ uyanamadığını öğrendiğimiz genç develerin sesleri yankılanıyor çöl boşluğunda.

Tüm ekipler “Deve, bin!” yaptı, küçük korku çığlıkları eşliğinde. 

Deveye ilk kez binenler için; koca cüsseli bu hayvanların önce ön ayaklarını kaldırırken baş aşağı amuda kalkıyormuş gibi, sonra da aniden geriye doğru sırt üstü düşüyormuşçasına oluyorsun😊

Latifesi bir yana, kolay bir kalkış ve iniş olmuyor elbette.

Develerin üstünde ağır ağır doğuya doğru ilerliyoruz. Ayaklarım buz kesti.

Hava hala aydınlanmadığından develerin sesleri bizim seslerimize karışarak yarım saat kadar yol aldık.

Nihayet bir kum tepeciğinin eteğinde “Deve, in!” yaptık ve yine bir kumula tırmanış.

Tan vaktinin ilk saatleri heyecan dorukta.

Açtık kameraları.

Güneşin kızıl top hali, ağır ağır etrafa ışıklar saçarak yükseliyor.

Diğer kum tepelerinde, yine bu ölümsüz anları kaçırmak istemeyip ATV’ler ile akın akın gelen turistler var.

Ve saat 07:00’yi gösterdiğinde güneşi ve sıcaklığını beş duyu organımda hissediyorum adeta.

Bir ölümlü olarak, ölümsüz bir AN’a tanıklık etmek…

Alınan resim, video sayısını, varın siz tahmin edin.

Artık dönüş vakti.

Aşağıda bizi bekleyen develerimize tekrar binip bu sefer aydınlık havada nerelerden geçmişiz görerek ve görselleyerek otele dönüyoruz.

Bu, kendi adıma, gezdiğim dünya üzerinde ilk 10’a girmiş çöl listesinin 2.cisi oldu.

Çöl kumu, saç diplerinizden tutun da tüm vücuda nüfuz ettiğinden tekrar duş almadan günü bitirmek mümkün olmuyor. Kahvaltı öncesi marş marş, banyo!

Bu arada bir dip not: Büyük Sahra çölü, 20 bin sene önce yağmur ormanları ile kaplı imiş. İnanılmaz!

Omar bizi otelin kapısında bekliyor. Bizi aldığı lokasyona bırakacak. Üstelik artık “erik dalı” şarkımızı öğrenerek😊

Fas gezimin ayrıntılarına devam ediyor olacağım.

Sırada son dönem dizilerinden “Game of Thrones” dizisinin de bazı sahnelerine  ev sahipliği yapmış, çok ilginç bir lokasyon olan “Aid ben Haddou” köyü var.

O güne kadar;

Dostçakalın,

Yolda kalın…


Video:

100% LikesVS
0% Dislikes

5 Comments

  1. Çok güzel .. Okurken cocukluğumuzun hayal kahramani simbatin bir yerlerden çıkıp gelmesini bekler gibi oldum…

    • canan mutluer

      Okurken rüya’da gibi hissettim ,
      fotoğraflar harika kendisi kim bilir ne kadar güzeldir…

  2. Gülten

    Harika keyifli geziler dilerim. Devamını heyecanla bekliyoruz. Muhteşem resimlerin olduğuna eminim. Sevgiler

  3. Sevil Deliağaoğlu

    Canım Derya, yaşadıklarını o kadar güzel kaleme alıyorsun ki bana o anı yaşamışım gibi hissediyorsun.Şahane bir Sahra çölü gezintisi oldu benim içinde.Gitmesem de görmesem de Orda bir Sahra çölü var mış☺️kalemine yüreğine sağlık❤️

  4. Derya

    Geri bildirimler için çok teşekkür ederim.
    Herkesin istediği deneyimleri yaşamasını diliyorum 🙏

Leave a Reply