Yeşil Mavi

Güneşli Günler, Herkül'ün Günlüğü

Herkül’ün Corona Günlükleri (5 Mayıs 2020)

Bir arkadaşıyla yeni bir şey hazırlıyorlarmış, bir dergi mi ne! Tam bilmiyorum, çok da umurumda değil ama sürekli bilgisayarın başında yazıp durması sinirimi bozuyor. Kağıt toplarımı, uzun iplerimi getirip bilgisayarın üzerine bırakınca da kızıyor; “Oğğlum, çalışıyorum!” Sabah, akşam yarım saat oynuyoruz, sonra açık pencereden birlikte bahçeyi, arka sokağı seyrediyoruz ya bunlarla yetinmemi bekliyor. Benden önce başka kedileri de olmuş ama “senin kadar yaramaz bir kedim olmadı hiç” diyor bana. Geçen gün ellerindeki kollarındaki oyun izlerine -onun deyişiyle; “kesikler”, “yırtıklar”, “paramparça” falan, filan…- bakarken “oğlum öyle zahmetli büyüttüm ki seni, en az 15 sene yaşaman lazım” dedi bana. Sanırım 11 aylık ömrümün neredeyse dörtte birini veterinerde, ameliyatlar, iğneler, ilaçlarla geçirmem de bu “zahmetli”ye dahil. Beni işlek bir caddenin kaldırımında bulduğunda çenem kırık, sinirim de çok bozuktu. Renkli-çiçekli önlük giyip “Ay benim yakışıklım mı gelmiş?” diye bağırınca sevimli olacağını zanneden korkunç kadın -veterinermiş- çenemi ameliyatla düzeltti. Ne zaman veterinere gitsek hep aynı espriyi yapıyorlar; “çenesi de çok sağlam oldu!” Sonra da virüse yakalanmışım. Korona mı değil mi bilmiyorum ama insanların karantinası başlamadan önce benimki başlamıştı. Bir ay her gün bir tane aldığım antibiyotik haplarını saydık; önce birden on beşe kadar, sonra on beşten geriye. Biraz serum, biraz iğne zor da olsa atlattık virüsü. O günlerde “Ya, el kadar kedi kolunda kataterle dolaşıyor” diye sızlanıyordu bazen telefonda. Tam benim karantinam bitti, insanlarınki başladı. Ev hapsimiz daha da uzadı. Ne yapalım biz de itişip kakışmadığımız zamanlar konuşmaya başladık. İşte onları yazacakmış. “Oğlum senin köşeni yazıyorum, biraz rahat dur.” diyor. Top atmaca oynamayı tercih ederdim aslında ama ne yapayım; ben söyleyeyim o yazsın bari. Arada denk getirirsem kolunu dişlerim, eğlence olur.

100% LikesVS
0% Dislikes

Leave a Reply